YAKIN TARİHTE AYVALIK KRONOLOJİSİJeolojik Dönem / Arkeolojik Dönem
15.-17.yy. Arası: Ayvalık’ın Kuruluşu
CKaresi Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesinden sonra uç beyleri tarafından kurulan küçük devletlerden biri olup adını kurucusu Karesi (Karası) Bey’den alır. Karesi adı Osmanlılar zamanında da yaşamaya devam etmiş ve beyliğin merkezi olan Balıkesir’e Cumhuriyet dönemine kadar Karesi Sancağı denilmiştir. [1]
Son Selçuklu Sultanı II.Gıyasettin Mesut’un vezirlerinden Karesi Bey, 1282 yılında hakan buyruğu ile Mysia olarak anılan bölgede -günümüzde Balıkesir- kendi uç beyliğini kurmuştur. Beyliğin sınırları, kuzeyde –Kapıdağ Yarımadası dışında- Marmara Denizi’ne, güneyde Soma ve Bergama’ya, batıda Edremit Körfezi ve Altınova’ya (Ayazmend) kadar uzanmıştır.
Karesi Beyliği, komşusu Osmanlı Beyliği ile yakın ilişkiler içindedir. Daha geniş topraklara ve daha büyük bir askeri güce sahip olan Karesi Beyliği, gerekli zamanlarda Osmanlı Beyliği’nin yanında yer almıştır. Karesi Bey 1328 yılından önce ölmüştür. Beylik üç oğlu arasındaki yönetim tartışmaları arasında bir süre daha varlığını sürdürmüşse de, ünlü yönetici ve komutanlarının teşvikiyle 1336 yılında Osmanlı Beyliği’ne katılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş günlerinde ve hatta yükseliş dönemlerinde, günümüz Ayvalık’ının bulunduğu yerde ve civarında, bir yerleşimin olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur. Ama tüm Edremit Körfezi’nde olduğu gibi, buralarda da çok sayıda konar-göçer Türkmen boylarının yaşadığını biliyoruz.[2]
15.yy. Taksiyarhis Kilisesi I. Yapı
15. yüzyılda, günümüz Ayvalık’ının bulunduğu konumda yerleşim olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur. Fakat Taksiyarhis Kilisesi’nin restorasyonu sırasında yapılan arkeolojik kazıda, 15.yüzyıla tarihlenen bir yapı kalıntısı tespit edilmiştir. Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık’ın ilk kilisesi olup, kilisenin 3 ayrı dönemi olduğu düşünülmektedir. İlk dönemi de, 15. Yüzyılda, küçük bir kilise olarak inşa edildiği düşünülen yapıdır.[3]
1513 Piri Reis’in 1513 Tarihli Haritasında Ayvalık ve Çevresinin Ayrıntılarıyla Gösterilmesi
Ünlü Türk denizci Piri Reis’in 1513 tarihli haritasında ve 1521 tarihli Kitab-ı Bahriyesi’nde Ayvalık ve çevresi ile Midilli Adası ayrıntılarıyla gösterilmiş ve anlatılmıştır. Bu eserlerde “Yunt/Yund Adaları” kelimeleri dikkat çeker. Günümüzün Alibey (Cunda) Adası ve çevresindeki adalar, bu adla ifade edilir. Daha güneyde ise Ayazmend (Altınova) ve Kadırga iskelesi limanı gösterilmiştir.[4] Bugünkü Ayvalık’ın bulunduğu konumda herhangi bir yerleşim gösterilmemiştir.
[1] “Karesioğulları”, https://islamansiklopedisi.org.tr/karesiogullari, (erişim:31.05.2022)
[2] M. Salim Kaptan, Faruk Ergelen, M.Müjdat Soylu, Yılların İçinden Ayvalık, Kazmaz Matbaacılık (İstanbul), 2019, ss.17-19.
[3] Aytekin Yılmaz, “Ayvalık Taksiyarhis Anıt Müzesi”, Aktüel Arkeoloji Dergisi, Mayıs-Haziran 2021, s.160.
[4] M. Salim Kaptan, Faruk Ergelen, M.Müjdat Soylu, Yılların İçinden Ayvalık, Kazmaz Matbaacılık (İstanbul), 2019, s.19.
1643 Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda Bulunan En Eski Tarihli Ayvalık İçerikli Belge (14 Eylül 1643)
Araştırmacı Kaan Köksal’ın bugüne kadar karşılaştığı “Osmanlı Arşivleri’nde bulunan en eski tarihli Ayvalık içerikli belge olarak ifade ettiği bu belge, çeviriler ışığında yorumlandığı şekilde anlatılacaktır.
29 Cemazeyilahir 1053 (14 Eylül 1643) tarihli bu belge kadılık ilamıdır ve yakın tarihlerde Bulgaristan devlet arşivlerinden devralınmıştır. Bu belge, ilk olarak Ayvalık Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde Kaan Köksal tarafından yapılan sunumda tanıtılmıştır. Belgeden öğrendiğimize göre; “Ayazmend kazasında Haremeyn evkafından[5] Eğribucak (Badavut), Kafirağılı (Küçükköy), Ayvalık ve tevabii karyeler” vakıf arazisi olmaktan ayrılıp “serbest kaydolunmuş” ancak “Hakan-i Defteri Cedidi[6] ve evamir-i şerifte var iken Eğribucak karyesi için suret-i icmalde” bilgi bulunmadığı anlaşılmış. Ve bunun üzerine Ayazmend kadı vekili, Eğribucak ve çevresindeki yerler için vergi tahsilinin nasıl yapılacağı konusundan yardım istemiştir. 14 Eylül 1643 tarihli ilâmın anlatımına göre, Ayazmend kazasının siyasi coğrafyası içindeki kimi karyelerin, “mülkiyet” ve/veya “vergi türü” değişimi gibi bir dizi iktisadi değişimler yaşadığını anlamaktayız.[7]
1653 Tarihli ve “509” Sayılı Kudüs Kodeksi Kayıtlarındaki 33 Ayvalıklı Aile
Dimitrios Psarros’a göre, Kydonies hakkındaki ilk yazılı belge [8] (Osmanlı kaynakları hariç ve Kydonies adıyla bahsedilen) 1653 tarihli bu “Bağış Defteri” Kudüs’teki Kutsal Mezar Kilisesi’nde, 509 numara ile kayıtlıdır. Bu metin H.G. Patrinellis (1993-1994: 13-21) tarafından yayınlanarak yorumlanmıştır. Burada irdelememiz gereken husus, yerleşimin Osmanlı kaynaklarında Ayvalık, yabancı kaynaklarda ise Kydonies adıyla ifade edilmesidir. Ayvalık ve Kydonies isimleri, farklı din ve etnik gruplara sahip yerleşimciler tarafından eş zamanlı olarak kullanılmıştır.
Kaan Köksal’ın, “1653 Tarihli ve “509 Sayılı Kudüs Kodeksi” Kayıtlarındaki 33 Ayvalıklı Aile” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, Helen araştırmacı Patrinellis’in yorumlarından da yararlanılmıştır.
1653 tarihli ve 509 sayılı Kudüs Kodeksi, Kudüs Patrikhanesi’ne bağlı Hagiotaphite Kardeşliği tarikatı üyesi rahiplerin Anadolu, Yunan Yarımadası ve Ege Adalarını gezerek, Kutsal Kabir Kilisesi adına topladıkları bağışları kaydettikleri bir defterdir. Giritli Keşiş Makarios önderliğinde bir grup keşiş Ayvalık’a da gelir ve “1653 Eylül 10, Kidonya Şehri, doğu sınırı” başlığı altında bir bağışçı listesi hazırlar. [9] Bu liste, 509 sayılı Kudüs Kodeksi’nin 49/b numaralı varağında yer almaktadır.
Bu belge bize, 10 Eylül 1643 günü itibariyle Ayvalık’ta yaşayan 33 hane reisinin anne ve babaları ile eş ve çocuklarının adlarını öğrenme imkânı sağlamıştır. Ayrıca yine bu bağışçılar listesi üzerinden, o gün için Ayvalık’ın ekonomik düzeyini, diğer yerleşmeler ile kıyaslama yaparak anlayabilmekteyiz. Listeye göre, Ayvalık’ta yaşayan 33 bağışçı hane, patrikhaneye
[5]II. Mahmud tarafından, sultanlara ve yakınlarına ait dağınık bir vaziyette bulunan vakıfların tek elden idaresi maksadıyla 1826’da kurulmuştur.
[6]Osmanlılar’da arazi ve timar kayıtlarıyla ilgili defterlerin saklandığı devlet dairesinin adı.
[7]Kaan Köksal, “Devlet Arşivleri Başkanlığı’nda Bulunan En Eski Tarihli Ayvalık İçerikli Belge (14 Eylül 1643)”, https://kaankoksal.blogspot.com/2022/05/devlet-arsivleri-baskanliginda-bulunan.html, (erişim 18 Mayıs 2022).
[8]En güncel haliyle, bu zamana kadar karşılaşılan Kydonies adının geçtiği en eski belgedir.
[9]Bu bağışçı listesi – Kaan Köksal’ın yazısında- Türkçe çevrilmiş haliyle verilmiştir.
toplam 3.170 gümüş para bağışı yaparken örneğin Midilli’nin Mesagros, Parakilla ve Tzoukalochori köylerinin yaptığı toplam bağış 232 gümüş paradır.
Listede adları yazılı 33 hane reisinin yanında verilen bilgiler toplandığında kaydın düzenlendiği tarihte, Ayvalık’ta toplam 172 kişilik bir nüfus ortaya çıkmaktadır. Bu sayının o günkü toplam Ayvalık nüfusunun ne kadarını temsil ettiğini kestirmek şüphesiz bugün için olanaklı değildir. Ama belgenin tümünü inceleyen araştırmacı Patrinellis, Midilli’den toplanan bağışlar ile Ayvalık’ı kıyaslamıştır. Yazar, Midilli’deki 27 köyün her birinde yaklaşık 11 kayıtla karşılaştığını, buradan yola çıkarak 33 hane kaydı yapılan Kidonya’nın nispeten büyük bir köy olduğunu ileri sürebileceğimizi söyler.[10]
Patrinellis, Sakkari’nin Ayvalık ile Midilli lehçelerini kıyasladığı ve Ayvalık’ın Midilli göçmenleri ile kurulduğunu iddia ettiği makalesinin kısmen doğru olduğunu teslim ettikten sonra, adlar, lakaplar ve vaftiz adları üzerinden yaptığı irdelemesinde Ayvalık’ta o gün için yaşayan halkın önemli bir kesimin Sakız Adası’ndan ve Anadolu’nun batısındaki değişik Yunan topluluklarından geldiğini belirler.
Belgede dikkat çekici bir başka bilgi de “Moschonisi ve Pouzaki-noula” yerleşmelerinde yaşayan halkın bağış yapmadıkları bilgisidir. Hagiotaphitis Makarios, Ayvalık’ın (Kydonies) komşusu olan Moschonisi ve Pouzaki adlı iki yerleşmeyi ziyaret eder. Ancak bu iki yerleşmede yaşayan halk rahipleri yerleşmelerine kabul etmezler ve dolayısı ile buralardan bağış da toplanamaz. Görevini tamamlayarak geri dönen Makarios, dönemin Kudüs Patriği Paisios (1645-1660)’a bir rapor yazar ve bu raporu da patrikhane ofisinin kayda alınmasını sağlar. [11]
1668 Monsieur Des Mouceaux Tarafından Yazılan Seyahat Mektubundaki “Kidomas”
Kydonies hakkındaki ikinci yazılı belge, 1668’de bu bölgeden geçen Monsieur Des Mouceaux tarafından yazılan belgedir. [12] Bu belgenin keşfinin onuru hünerli araştırmacı ve koleksiyoncu Takis Papoutsanis’e aittir. Bu belge, Corneille Le Bruyn’un (1732, Cilt 5: 454-457) Voyages serisinin V. cildinin sonunda bir ek olarak yayınlanmıştır. Bu metinde, Ayvalık bölgesi ve tüm Anadolu hakkında pek çok bilgi bulunmaktadır.[13]
Fransız gezgin André de Mouceaux tarafından, Haziran 1668-Mart 1669 tarihleri arasında yazılmış olması gereken bu belge, seyyahın ömründen yaklaşık 60 yıl sonra, 1730 yılında, Felemenk Cornelis de Bruyn tarafından yayımlandı. [14] Bu seyahat mektubu, de Bruijn’in 1698 yılında satışa çıkan Reizen van Cornelis de Bruyn (Cornelis de Bruyn’un Seyahatleri) adlı eserinin, Voyage au Levant (Akdeniz’in Doğu Sahillerine Yolculuk) (1714) adıyla yayımlanan Fransızca tercümesinin 5. Baskısında (1730) yer aldı. Alınan bu seyahat notları ve çizimler, seyyahın ölümünden sonra yeğeni Kont de Bonneval’da bulunmaktaydı.
“Daha sonra iki küçük nehir ve dört dere geçtim; denizden biraz uzaklaşıp karaya girmek için, 27 mil uzaklıktaki Bergama’yı geçiyorum ve önce dağları sonra da deniz suyu gölü yakınından üç saat daha yürüyerek, bir kısmı dağda bir kısmı ise kıyıda kurulmuş büyük bir köy olan Kidomas’a vardım. Önünde, kuzeyinde dört adanın eşlik ettiği üçgen şeklinde bir ada var, eğer denizin daha fazla derinliği olsaydı burası oldukça iyi bir liman oluşturacaktı. Yazar, antik çağdan kalma birçok kalıntının bulunduğu bu yerin antik Kistina olduğuna inanmaktadır. Yunanlılar bu şehrin eski adını bilmiyorlar. Ötesinde, kuzey tarafında inişi çok güzel olan bir dağa giriyoruz. Dağın eteğinde bulunan ova çok güzel; yazarın Antandrus olduğuna inandığı Comara adında büyük bir köy var. (Atarnea’yı kastetmiyor mu?) Eski bir mezarlıkta Cimetiere Colomnes & Epitaphs’ın çok sayıda parçası vardır. Çok güzel iki ovadan sonra, çok hoş, Adramiticus Körfezi’ne adını veren Adramit’e varıyoruz.” [15]
[10]Patrinellis, 1993:s.17.
[11]Bu raporun çevirisi Kaan Köksal’ın yazısında mevcuttur. Ayrıca raporu gün ışığına çıkaran ve yorumlayan: Patrinellis, 1993: s.20-21.
[12]Meynell, G.(1993), André de Monceaux, F.R.S. 1670. The Royal Society Notes Rec. R. Soc. Londra, 47(1), pp.11-15.
[13]Psarros, To Aivali.
[14]De Bruijn, C. (1732), Voyages de Comeille Le Bruyn par la Moscovie, en Perse, et aux Indes orientales (5. Baskı). Çev: (Comeille Le Bruyn’in Moskova, İran ve Doğu Hint Adaları’ndaki Gezileri)
[15]Kaan Köksal, “Bir Kısmı Dağda, Bir Kısmı Kıyıda Kurulmuş Bir Köy: Kidomas”, https://kaankoksal.blogspot.com/2021/09/bir-kismi-dagda-bir-kismi-sahilde.html, (erişim: 31.05.2022) Bu belgenin çevirisi, avukat Deniz Torunoğlu tarafından yapılmıştır.
1710 Misyoner François Tarillion’a Göre
14. yüzyılda, Karesi Beyliği’nin tarih sahnesinden çekilişi ve yerini henüz devlet olma aşamasında bulunan Osmanlı Beyliği’ne bırakışından itibaren Osmanlıların idaresinde olan Mysia ve Eolya Bölgeleri’ni, 1700-1710 yılları arasında ziyaret eden Misyoner François Tarillon’a göre, 18. yüzyılın başlarında, Kydonies yerleşmesinde 600 ev vardı ve bu sayı aynı zamanda Moschonisi’de (Bugünkü Cunda ya da Alibey Adası) bulunan ev sayısına eşitti. Şunu belirtmek gerekir ki; “Kydonies” adının hangi tarihten itibaren kullanıldığıyla ve bu adın etimolojik kökeniyle ilgili tartışmaların devam ettiği bu süreçte, François Tarillion, seyahat notlarında bugünkü Ayvalık kentinin bulunduğu bölgedeki yerleşimin isminden bahsetmeyip, buradaki ev sayısı bilgisini de dolaylı olarak aktarmıştır: “Bu adaların en büyüğü, altı yüzden fazla evden oluşan büyük bir kasabaya sahiptir. Moschonisi kasabasının karşısında, anakarada bir zamanlar aynı sayıda evi olan başka bir tane daha yerleşim var.”[16]. Seyyah Tarillion’a ait bu ifadeler, 18. Yüzyılda bölgenin nüfus yoğunluğuyla ilgili ipucu vermiştir. Ayvalık kent tarihi araştırmalarına büyük katkılar sunan Mimar Dimitrios Psarros ise, misyoner Tarillion’un bölgeyi ziyaret ettiği dönemde, Kydonies yerleşiminde üç farklı mahallenin olduğunu belirtmiştir. Psarros’un bahsettiği bu mahalleler, Kydonies’in ilk mahallesi olduğu düşünülen Taksiyarhis Mahallesi ve daha sonra kurulan Ayos Dimitrios ve Ayos Ioannis mahalleleridir. [17]
Tarillion’un seyahat notları, 18.yüzyılda Kydonies ve Moschonisi’deki yerleşimcilerin dini ve sosyal yaşamına da ışık tutar: “Metelin’in (bugünkü Midilli Adası) doğu noktası etrafında; güzel kıyılar bulunur ve burada yaşayan tüm Hıristiyanlar eğitimsizdir. Bu kıyılarda ve iç kesimlerde hâlâ ne olduklarını pek bilmeyen birçok Latin köle var. Çok güzel bir ülke, ama çok bilinmeyen ve kimsenin olup olmadığını bilmeden ruhların yok olduğu bir yer. Anakaraya doğru ilerlerken, Anadolu’nun neredeyse tüm bu kısmı için de aynı şey söylenmelidir. Yunanlılar orada inançlarının sadece birkaç kalıntısını koruyorlar. Ülkenin dilini bile unutmuşlar.”[18] İfadelerden anlaşıldığı üzere, Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresi altında, nüfus yoğunluğu az olan bu bölgede, Hristiyanların izole bir yaşam sürdüğü, eğitim almada yetersiz kaldıkları ve ülkede kullanılan dile bile hâkim olmadıkları, bu sebeple buranın bir nevi inziva bölgesi niteliği kazandığı düşünülebilir.
Tarillion’un seyahat notlarında bölgeyle ilgili verdiği son detay, Moschonisi’nin üretim faaliyetleri hakkındadır. Moschonisi’yi, “Midilli’nin doğusunda, Anadolu’nun anakarasından çok uzakta olmayan, şarap ve yağ bakımından zengin bir küçük adalar kümesi” olarak tanımlayan seyyah, Kydonies ve Moschonisi’nin, yaklaşık bir asır sonra, tarımsal üretime dayalı ticari ve kentsel bir gelişim yaşayacağının sinyallerini vermektedir.
[16]François Tarillion, “Du pere Tarillion a Monseigneur le comte de Pontchartrain, secretaire d’Etat present des missions des peres Jesuites dans le Greece.”, Actes Et Voyages Des Apotres Modernes ou Mission Catholiques, PARİS, 1852.
[17]Dimitrios Psarros, To Aivali.
[18]François Tarillion, “Du pere Tarillion a Monseigneur le comte de Pontchartrain, secretaire d’Etat present des missions des peres Jesuites dans le Greece.”, Actes Et Voyages Des Apotres Modernes ou Mission Catholiques, PARİS, 1852.
1738 Ayvalık’taki Yerleşimin Adıyla Birlikte Gösterildiği En Eski Harita
Bu harita Honoré Gautier tarafından hazırlanmış ve günümüz Ayvalık’ının bulunduğu konumdaki yerleşim, “Chidognis” adıyla gösterilmiştir. Haritaya ulaştığımız web arşivinde, bu belge için yazılan açıklama “1738’de Kral Le Ferme’nin gemisine binen pilot Honoré Gautier tarafından hazırlanan bu harita [Takımadalar] bana Bay le Marquis d’Antin tarafından Şubat ayında iletildi. 1739”[19] şeklindedir.
[19] Fransızca metnin çevirisi, tercüman Sibel Develi Boyacıoğlu tarafından yapılmıştır.
1753 Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi II. Yapı
Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık’ın ilk kilisesi olup, kilisenin 3 ayrı dönemi olduğu düşünülmektedir. İlk olarak 15. Yüzyılda da küçük bir kilise olarak inşa edilmiştir. Bemanın üzerindeki Pavlus ve Petrus’un binanın tanrıya sunumu freskosu ile güney bahçe girişinin üzerindeki 1753 tarihli kitabe üç kubbeli iki katlı bazilikal planlı ikinci dönem yapıya ilişkin verilerdir. Girişin üzerinde yer alan 1844 tarihli kitabeden 3.dönem bazilika yapısının beşik tonozlu ve üst taşıyıcılarının tamamıyla ahşap olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır. Üç nefli kiliseye batı cephesinde yer alan narteksten 3 adet ana giriş kapısıyla girilir. Kilisede orta nefte aslan betimlemeli alçı rölyefle süslenmiş ambon yer almakta olup, bu noktaya döner bir merdivenle çıkılmaktadır. Hz. İsa’nın yaşam hikâyesinin anlatıldığı mermer ikonalarla donatılmış, gene mermer kabartma ve altın bezemeli olarak işlenmiş ikonostasisi geçince, arka bölümde apsise ulaşılmaktadır. Yapının ikinci katındaki 16 pencereli, ahşap, “U” biçimli üst galeri, kadınlar bölümü olarak yapılmış olan gynaikeiondur. Deprem nedeniyle zaman içerisinde değişik dönemlerde hasar gören binada tamir amaçlı restorasyon çalışmalarının yapıldığı ve bu dönemlerde de süslemelerinde değişiklikler yapıldığı duvar bezemelerinden ve resimlerden gözlemlenmektedir. [20]
[20] Aytekin Yılmaz, “Ayvalık Taksiyarhis Anıt Müzesi”, Aktüel Arkeoloji Dergisi, Mayıs-Haziran 2021, s.160.