Konutlar
19. yüzyıl kent dokusunun taşıyıcıları durumundaki Ayvalık Evleri’nin büyük bir bölümü günümüze ulaşmış ve günümüzde de kullanım potansiyelini sürdüren meskenlerdir. Mübadele sürecinin ardından Rumların yerleşimden ayrılmalarıyla boşalan bu konutlara, Girit ve Midilli Adası’ndan gelen mübadiller yerleştirilmiştir. Bu yüzden evler, hem tarihi kent dokusunun büyük ölçekte taşıyıcıları olmaları hem de tarihsel süreç içerisinde mesken potansiyelini sürdürmelerinden dolayı yerleşim açısından büyük önem taşırlar. Tarihi kent dokusunun ve doğal olarak evlerin de günümüze ulaşmasını sağlayan en önemli etken ise, Ayvalık kent dokusunun korumaya alınmış olmasıdır. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 19.06.1976 tarih ve 160 sayılı kararıyla Ayvalık, korunması gerekli doğal ve tarihi alan olarak kabul edilmiştir. Çıkarılan ilk imar planına göre 1700 ev tescillenmiştir. Bu açıdan evlerin büyük bir bölümü kent dokusu içindeki yerlerini korumaktadır.
Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıl ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel zemininde şekillenen Ayvalık Evleri, kentin tarihsel kimliğinin oluşumunda önemli bir yere sahiptir. Kentsel planda giriş cepheleri sokağa bakan arka avlulu, genellikle bitişik nizamda zemin kat üstüne bir ya da iki katlı inşa edilmişlerdir. Köşe parselde konumlanmış evlerde en az iki cephe sokağa açılabilmektedir. Giriş cepheleri, simetrik olan ya da olmayan ve çıkmalı (Cumba veya Şahnişi) ya da çıkmasız çeşitli tiplemeler sunmaktadır. Zemin katlar, mutfak, kiler bazı yapılarda ise dükkân, depo amaçlı kullanım alanlarıdır. Bu alana yönelik ikinci bir kapı kullanımı yaygındır. Zemin üzerindeki kat, sofa ve etrafına dizili odalardan oluşmuş yaşam alanları en üst katlar ise yatak odaları olarak kullanılmaktadır. Odaların içinde, duvara gömülü dolaplar, sergen, ocak, ikona nişi gibi birimler yer alır.
Ayvalık, Osmanlı Döneminde ağırlıklı olarak Rum nüfusun yaşadığı bir yerleşim olsa da ne Ayvalık ne de Osmanlı sınırları içinde yer alan başka bir yerleşimde geleneksel tipolojinden tamamen farklı, kendine özgü bir konut mimarisi ortaya koyulmadığı belirtilmektedir. Bu yüzden yerleşmiş bir ifade olan “Rum Evi”, tipolojik bir tanımlama olmaktan çok, bu evlerde barınan toplumla ilişkilendirilerek yapılmış bir tanımlama olarak değerlendirmek gerekir. Fakat dolaylı olarak Ayvalık Evlerinde olduğu gibi 19.yüzyıl konut mimarinin cephe düzeni, tasarımları ve süsleme içeriğine sosyal ve kültürel yapının daha net bir ifadeyle konut kullanıcılarının gayrimüslim veya Levanten olmasının etkisi olduğu da muhakkaktır. Daha genel bir zeminde evlerin cephe tasarımına etki eden asıl faktörlerin, yerleşimin ekonomik ve sosyal yapısı ile iklim, yeryüzü şekilleri gibi fiziksel koşullarının bütünlüğüdür. Bu sebeple bu koşulları sağlayan başlıklar üzerinden evlerin cephe özelliklerinin değerlendirilmesi, yapıların mimari kimliğinin okunmasını daha olanaklı hale getirecektir. [1]
Kitabesine göre en eski evin 1843 yılına tarihlendiğini biliyoruz. Taş beden duvarlarına sahip zemin kat üzerinde hımış tekniğinde ve ahşap çatkılarla çıkmalara sahip yapıdan daha öncesini göremiyoruz. 1839 Tanzimât-ı Hayriye ve 1856 Islâhat Hatt-ı Hümâyunu süreçleri ile bölgede yaşayan halkın kazandığı haklar ile ekonomik gelirlerinin artmasına bağlı olarak Ayvalık Evleri’ni bu dönemden sonra Sarımsak Taşı gibi sağlam bir malzeme ile Neoklasik üslupta yapılan konutların, yola dar cepheli, arka bahçeli ve genellikle iki katlı olduğu izlenirken, kentin görece üst gelir grubundaki kişilerin yaşadığı bölgede geniş bahçeler içinde, ayrık nizam ve oldukça anıtsal oldukları izlenebilmektedir. Endüstri kenti olan Ayvalık’ta emekçi sınıfın yaşadığı konutlar daha mütevazi ve küçük iken, burjuvanın çok daha büyük boyutlarda malikanelerde yaşamasına rağmen tüm yapıların üç ortak unsuru; Sarımsak Taşından (İgnimbrit) imal edilmiş olmaları, sarnıç ile su ihtiyaçlarını karşılamaları ve dönemin mimari üslubunu ortak bir dille sunmalarıdır. Bir başka önemli nokta ise cadde ve sokak üzerinde bulunan iki veya daha çok katlı konutların, iki ayrı kapıya sahip, alt katında bir ticaret işlevi sebebiyle zemin girişlerinin oldukça yüksek olmasıdır. Tüm bu ayırt edici ve ortak özellikleriyle Ayvalık Evleri bizlere burada yaşayan halkların sosyolojik, ekonomik, demografik, folklorik özelikleri hakkında çok önemli detaylar vermektedir.
[1] Ayvalık Evleri’nin Cephe Karakterinin Oluşumuna Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi,
Sanat Tarihçisi Berrin AKIN, Sanat Tarihi Dergisi, Sayı:2, 2015.