Ayvalık’ta ZeytincilikOsmanlı Döneminde Ayvalık’ta Zeytincilik
“XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, Batı Anadolu’da zeytinciliğin önemli bir gelişme gösterdiğine şüphe yoktur. Ayvalık’ı çevreleyen zeytinlikler sayesinde, burası kısa sürede büyük bir zeytinyağı ve sabun üretim merkezi durumuna geldi. Bu ekonomik gelişmeye şarapçılık, dericilik ve tuz üretimi de eklenince daha geniş açılımlar sağlandı. Yine bu yörede dikilen zeytin ağaçları da önemlidir. Bununla ilgili kayıtlar, tapu defterine eklenmiştir. Bu kayıtlar, 1182 [1768-1769] tarihlidir ve yöreye binlerce zeytin ağacı dikilmiştir [TT 153, Karesi muhassılına ekli risale].
Midilli ve Ayvalık’tan İstanbul’a zeytinyağı gönderilmesine gelince; Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan bir belge [Cevdet, İktisat, no 1451] öteden beri Akdeniz canibinden İstanbul’a, zeytinyağı ve sabun gelen mahalleri teker teker sayar. Buna göre: Midilli’den zeytinyağı, sabun. Kazdağı’ndan zeytinyağı, sabun. Girit Adası, Kandiye, Hanya, Resmo’dan zeytinyağı, sabun. Atina’dan, zeytinyağı, sabun. İzmir’den, sabun. Edremit’den, zeytinyağı. Molova’dan, zeytinyağı. Ayvalık’tan zeytinyağı. Cunda Adası’ndan zeytinyağı.
İstanbul’a, zeytinyağı ve sabun göndermekle yükümlü yerlerden birisi de Ayvalık’tı. Burası, 1818-1819 [1234] tarihinde başkente 27.900 kantar zeytinyağı ve 4.852 kantar sabun göndermeyi yükümlenmişti. Ayvalık’ın yanı başındaki Cunda [Alibey] Adası, [Cunda] Ayvalık’a değil Midilli’ye bağlıydı. Cunda Adası, İstanbul’a zeytinyağı ve sabun göndermekle yükümlüydü. Burası 800 kantar zeytinyağı, 400 kantar sabun sağlamakla yükümlüydü.”
“Ayvalık’ta zeytine dayalı ticaretin hızla gelişmesi ve ivme kazanması 1821 yılında çıkan Mora İsyanı’yla birlikte sekteye uğradı. Ayvalık’ta yaşayan Rumların gönderilmesiyle birlikte kent, 1832 yılına kadar atıl kaldı. “Yörenin yeniden yapılandırılması ve ekonominin canlandırılmasının yanı sıra yabancı devletlerin getirdikleri öneriler sonucu, Osmanlı Devleti’nin “Ayvalık reayasının affedilmesi” ile ilgili bir buyruk çıkartmasının ardından, işlemlere başlandı. Daha 1821 yılının son aylarında isyan nedeniyle korkarak kaçan suçsuz reayanın yerlerine dönmeleri amacıyla “münadiler dolaştırılması” için emr-i ali çıkarılmasına teşebbüs edilmiş, bir süre sonra da kaçak Rumların affedilerek eski yerlerine yerleşmeleri için dışarıdan teklif gelmeye başlamıştı. Bu girişimler sonuç verdi ve Ege sahillerindeki en büyük ayaklanmanın yaşandığı Ayvalık’ta reayanın affı ve dönenlerin yerleştirilip korunması için 1823 yılı Kasım ayında emir gönderildi.”
“Ayaklanma sonrası ilk dönemlerde Ayvalık’a dönenlere sadece ürünlerden faydalanma izni verilirken, 1832’de yayınlanan bir ferman sonrasında sadece ürüne değil, yeniden mülkiyet hakkına da sahip olundu. Ayvalık’taki zeytinliklerde geri verilme işinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için çeşitli önlemler alındı. Buna göre ağaçların gerçek sahiplerine verilmesi için miktarı ile sınırları içeren Mukataat Hazinesi’ndeki defterin kopyası mahalline gönderilecek, dağıtım sahiplerinin ismi kontrol edilerek yapılacaktı. Karşılığında ağaçlardan o tarihe kadar “kolluk” adıyla alınan resimlerden vazgeçilerek yerine elde edilen zeytinyağından Mukataat Hazinesi’ne 1/10 oranında öşür alınacaktı. Reaya bu öşürü verdikten sonra kalan yağın tamamını İstanbul’a götürecek ve rayiç fiyattan satabilecekti. Ancak, öşürü verilmeyen zeytin veya zeytinyağları kaçak olarak başka yerlere gönderilir ve yakalanırsa, sadece yağa değil, o şahsın diğer mahsullerine de Mukataat Hazinesi’nce el konulacaktı. Bu şartların taraflarca kabulü sonrasında Ayvalık reayasına devletçe zabtedilen toplam 693.507 zeytin ağacından 621.779’u geri verildi.”
“Ayvalık ekonomisine en önemli katkıyı yapan ulaşım imkânlarını arttırıp yatırım olanaklarının önünü açan gelişmelerden biri boğazın derinleştirilmesi sonucu sağlandı. Ayvalık limanının gemilerin girişine izin veremeyecek kadar sığ olması, deniz gelişimini uzun süre engellemiş; 1840 senesinde boğazın açılması için Osmanlı hükümetine başvurulmasına rağmen bir sonuç alınamamıştı. Ayvalık limanı açılmadan önce İzbandud denilen yerel tekneler, Ayvalık-İzmir arasında çalışırken, limanın ulaşım ağı İzmir ve Midilli üzerinden gerçekleştiğinin en önemli kanıtı, bu gümrüklerin kullanılmış olmasıydı. Ancak 1880’de hissedarların çoğunun Ayvalıklılardan oluştuğu 20 bin sermayeli bir şirket kurularak, yirmi iki sene müddet ile işletme imtiyazı alındı ve şehrin güneyine düşen Dalyan Boğazı genişletilip derinleştirilerek deniz taşıtlarının geçeceği hale getirildi.”
“1821-1851 yılları arasındaki otuz yıl içinde Rum ve Ermeni ahaliden yararlanarak Batı Anadolu bölgesindeki yağ endüstrisinin gelişiminde İngilizler öncü rol üstlendiler. İzmir’deki İngiliz tüccarların İngiltere Dışişleri Bakanlığı’na İzmir Körfezi’nden başlayarak kuzeyde Edremit Körfezi’ne kadar uzanan kıyı bir büro açılması konusunda gönderdikleri birçok dilekçe sonrasında Midilli Adası’nda bir İngiliz Konsolosluk bürosu açıldı. Bunu izleyen yıllarda İngiliz tüccarlar kıyı şeridinde yağ ve sabun üreten fabrikalar açtılar, ticarethaneler kurdular. İçlerinde en başarılı olan, İzmir’deki ticarethanesini kapatarak zeytinyağı üretimine başlayan Robert Hadkinson’du. Bilimsel buluş ve yöntemlerden yararlanarak zeytinyağı üretimi gerçekleştirmeyi amaçlayan Hadkinson, 1875 yılında tüm malını mülkünü satıp, üzerine amcasından da bir miktar borç alarak 1500 sterlin değerinde makine ve araç ithal ederek Ayvalık’ta bir yağ üretme tesisi kurdu.”
“Ayvalık ve çevresindeki zeytinliklerin büyük bir kısmı vakıflara ait olunca doğal olarak zeytinyağı değirmenlerinin de çoğu vakıflara aitti. 1856 yılından itibaren mengene inşa edilmesi, işletilmesi ve zeytinin sıkılması imtiyaz hakkının kaldırılması üzerine isteyenler kendi tasarruflarındaki arazilerde –nizama aykırı olmamak şartıyla- mengene inşa etmelerine izin verildi.”
“1891 yılında üretim sürecinde babadan kalma yöntemlerle yapılan yağ üretimi yerine, aynı miktarda zeytinden hem daha çok, hem de üçü yemeklik ikisi farklı amaçlarla kullanılmak üzere beş değişik tür yağ elde edebilen bir sistem geliştirdi. Yağ üretiminin ikinci devresi sonunda elde edilen posadan ise çok kaliteli sabun imal ediliyordu. Geleneksel zeytinyağı üretiminden fabrikasyon üretime geçiş sayesinde Hadkinson, Batı Anadolu’da en büyük yağ üreticisi haline gelmişti.”
“I. Dünya Savaşı döneminde Marmara havzasında zeytin mahsulünden yeteri kadar verim alınamaması bölge ekonomisinde sıkıntı yaratırken, aynı dönemde Ayvalık, Edremit kazalarıyla, Aydın Vilayetinden zeytin mahsulünden büyük verim elde edilmişti. Ne var ki, buralarda da amele sıkıntısı yaşanıyor ve fabrikaların çalışmaması bölge zeytininin zarara uğramasına yol açıyordu. Müslüman ahalinin savaşta olması da bu mahsulün zarara uğramadan toplanmasını engelliyordu. Bölge ekonomisi için büyük değer taşıyan zeytinin toplanıp, yağının çıkarılması için “bu yerlerden gönderilen Rum ahalisinin bir kısmının kısmen iadesi veyahut kadınların gelmesine müsaade edilmesi ve çiftçi efradından lüzumu miktarının tahsisi” bile düşünülmüştü.”
“Balıkesir’de yaklaşık olarak (16.900) hektarlık bir alana yayılan zeytinlikler meydana gelen savaşlar ve göçlerden dolayı 1919 yılına gelindiğinde (11.692) hektara düşmüştü. Ayvalık ilçesinde o dönemlerde yüzden fazla zeytinyağı mengenesi bulunmakta, yılda (12.400.000) kıyye-okka zeytin yetiştirilmekte, (1.000.000) okka zeytinyağı üretilmekteydi. Yine ilçede (22) adet zeytinyağı fabrikası, (1) adet pirina fabrikası, yine aynı ilçede (30)’dan fazla sabunhane bulunmaktaydı.”
Akın B., “19. Yüzyıl Uluslararası Deniz Ticaretinin Batı Anadolu Yerleşimlerine Sosyo-Ekonomik ve Mekansal Yansımaları: Ayvalık Örneği”, ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi (OÜSBAD), V/12 (Temmuz 2015).
Arıkan Z., “1821 Ayvalık İsyanı”ı, Belleten, XII/203 (1988).
Arıkan Z., “1909 Ayvalık Hadisesi”, Belleten LXXV/272 (2011).
Doğan F., “Osmanlı Devletinde Zeytinyağı (1800-1920), Marmara Üni.Sosyal Bilimler Enstitüsü,Y.D.T., İstanbul 2007.
Gülen E., Kurtuluş Savaşı Yıllarında Balıkesir, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens., Y.Y.L.T., Balıkesir, 2007.
Kurmuş O., Emparyalizmin Türkiye’ye Girişi, İstanbul, 2008.
Kütükoğlu M.S., Yunan İsyanı Sırasında Anadolu ve Adalar Rumlarının Tutumları ve Sonuçları”, Üçüncü Askeri Tarih Semineri Bildiriler: Tarih Boyunca Türk-Yunan İlişkileri, Ankara, 1986.
Taşdemir S., Kutsal Ağacın Bekçilerinden Ayvalık, 2020.
Mübadele Sonrasında Ayvalık’ta Zeytincilik

“Bilindiği üzere, 30 Ocak 1923 yılında imzalanan “Mübadele-i Ahali Mukavelenamesi” ile “…Türkiye tabiyetindeki Rum Ortodokslarla, Yunanistan tabiiyetindeki Müslümanları zorunlu mübadeleye tabi …” tutulmuştur. Ayvalık’ın mübadil alan diğer illerden, kasabalardan ve beldelerden farkı; Balkan Harbi sırasında gelmiş olan Küçükköy’deki Boşnaklar dışında mübadeleden önce bu bölgede yaşayan Müslüman bir nüfusun bulunmamasıdır. “
“Mübadillerin yerleştirilmelerinde gözetilen başlıca ölçüt terk ettikleri yerlerdeki iklim ve hayat şartlarına uygun iskân mahallerine gönderilmeleri ve en kısa zamanda tüketici olmaktan çıkarılıp, üretici hale getirilmeleri olmuştur. Kentin boş olması nedeniyle Ayvalık’ta mübadil ve muhacirlerin iskânı çok daha kolay olmuş; asıl sorun, zeytinliklerin dağıtımı ve Yunanistan’daki mallarına karşılık mal almak olarak açıklayabileceğimiz tefviz işlemleri sırasında yaşanmıştır.”

Yılmaz E., “Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi ve Ayvalık”, TC. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı, Doktora Tezi, İstanbul:2006.
Türkiye Zeytinciliği’nde Ayvalık’ın Rolü
Dr. Suzan KANTARCI SAVAŞ
Uluslararası Zeytinyağı Uzmanı, Araştırma Görevlisi
Kırklareli Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü
Ayvalık, Ege bölgesinde bulunan Balıkesir İlinin bir ilçesidir. Batısı Ege denizi, kuzeyi Burhaniye, doğusu Bergama, güneyi Dikili ile çevrelenmektedir. Doğal sınırları ile Kuzeyde Bezirgan Deresi, Gömeç (Armutova) ve Gümüşlü Yolu, doğuda Sazanlık Deresi, Hisar, Demirhan Boğazları, güneyde Altınova, güneybatıda Kaplan Dağları’nın oluşturduğu Sarımsak Yarımadasıyla birlikte Ege Denizi’nin çevrelediği bir çok koy ve küçük adalar gözünüzde canlanabilir. Akdeniz iklimiyle uyumlu çam ve zeytin ağaçlarının iç içe geçtiği bir bitki örtüsüne sahiptir. Ayrıca Ayvalık’ta hiçbir yerde bulunmayan endemik bitkilere rastlamak da mümkündür. Ayvalık’ın Türkiye zeytinciliğinin gelişim safhalarında önemli bir rolü olduğu tartışılamaz bir gerçekliğe sahiptir. Bu gerçekliğe ışık tutmak için Osmanlı Dönemi’nde Ayvalık’a yolcuğa çıkmak gerek…
Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsiller Cemiyeti
Günümüzde de Ayvalık’ın en önemli ürünü olan zeytinyağı 19. YY’da 1884 yılında yabancı sermayenin dikkatini çeken ürünlerden biriydi. Ayvalık’ın o zamanlarda zeytin bölgesi olarak anılması İzmir’de sanayi kuruluşu sahibi İngiliz iş adamı R. Hadkinson’ın dikkatini çekmiştir. Kendisinin Ayvalık’ta birçok makine ve teçhizat alımı yaparak fabrika kurulumunu gerçekleştirmesiyle hayvan ya da insan kullanılarak gerçekleştirilen ilkel zeytinyağı sıkım tekniği geride bırakılmıştır. R.Hadkinson’ın Ayvalık’ta yapmış olduğu bu yatırım Ayvalık’ın modern sıkım sistemlerine geçişinin önünü açmıştır. Zeytinyağı endüstrisinde 100 yılı aşan bir dönüm noktası oluşturmuştur(Yorulmaz, 2004).
19.YY’da Ayvalık’ta yaşayan Osmanlı Rum’u elde ettiği zeytinyağını ve sabunu yurtdışına ihraç ediyordu. 20. YY başlarında 1924 yılında gerçekleştirilen nüfus mübadelesiyle birlikte Ayvalık’ta yaşayan Osmanlı Rum’u Ayvalık’ı terk etmek durumunda kalmıştır. Osmanlı Rum’unun yerine de Midilli’den, Girit’ten, Rodos’tan, Kuzey Yunanistan’ın farklı yerlerinden, Yugoslavya’dan, Bulgaristan’dan ve Anadolu’nun bir çok yerinden Türkler yerleştirilmiştir. Farklı yerlerden göçen kültürler iç içe birbirine saygılı ve hoş görülü bir şekilde yaşamaktadır. Ayvalık halkı kozmopolit bir yapıya sahip olmasıyla birlikte Akdenizli bir kent olarak düşünülebilir. Bu kozmopolit yapının hoşgörü içinde birbiriyle uyum içinde yaşaması Cumhuriyet’in erken dönemlerinde zeytinciliğin gelişimine de ön ayak olmuştur. Midilli’den mübadele yolu ile gelen eğitimli öncüler genç Cumhuriyet’in ayağa kalkması için çalışmalara başlamışlardır. Bu öncülerden biri ise Muhip Özyiğit’tir. Muhip Özyiğit, 1894 yılında Midilli’de doğmuştur. 1919 yılında Belçika’da Leige Üniversitesi’nden kimya ve mühendislik alanlarından mezun olmuştur. 1921-1922 yıllarında da Sigortacılık Bölümünden lisans derecesi, Ticaret ve Konsolosluk Bölümünden ise Yüksek Lisans derecesiyle mezun olmuştur. Muhip Özyiğit 1928-1932 yıllarında Ayvalık Belediye Başkanlığı görevlerini yürütmüştür. Bu süreçte 1931 senesinde Başbakan İsmet İnönü’ye yazmış olduğu mektup zeytin mücadelesinin başlangıcının en önemli simgesidir. Mektubunda, İstanbul ve İzmir Ticaret ve Sanayi odalarının dergilerinden derlenen senelik raporlara göre Türkiye Cumhuriyet’i sınırlarında yaklaşık zeytinyağı üretim miktarının 23,5 milyon kilo (23500 ton) olduğu belirtilmektedir. Aynı mektubun içerisinde 15 milyon meyve veren zeytin ağacı ile birlikte 60 milyon delice zeytin ağacının da aşılanarak imar, tarım ve bakımının yapılmasını önermektedir (Gürayman, B. 2013).
1932 yılında resmi bir makama yazdığı Dünya Zeytinyağı İstihsal ve Ticareti başlıklı raporunda Türkiye’nin durumunu şu şekilde özetlemektedir (Gürayman, 2013). En iyi yağların Ayvalık ve Edremit’ten elde edildiğini vurgulamıştır. Marmara Bölgesindeki zeytinlerin tuzlama zeytin olarak kullanıldığını belirtmiştir. Senelik ortalama üretimin 20-22 milyon arasında olduğunu belirtmiş olup zeytin yetiştiren ağaç varlığının 5 000 000 adedinin Ayvalık ve Edremit civarında, 7 000 000 adedinin İzmir ve Aydın civarında olmak üzere ülke genelinde 26 000 000 ehli zeytin ağacı varlığından söz etmektedir. Anadolu’nun güney sahillerinde özellikle Antalya civarında yabani zeytin ağacı ormanlarının varlığından söz etmektedir. Dünya Zeytinyağı üretimine ilişkin 1909-1930 beşer senelik üretim miktarları Tablo 1.’de verilmiştir (Gürayman, B. 2013).
Tablo 1. 1909-1930 Beşer senelik üretim miktarları (milyon kilo)
Memleket | 1909-1913 | 1922-1926 | 1926-1930 |
İspanya | 219,7 | 296,6 | 413 |
İtalya | 164,8 | 185,5 | 192 |
Yunanistan | 82,5 | 85,8 | 74 |
Portekiz | 22,7 | 31,7 | 45,5 |
Tunus, Cezayir, Fas | 56,2 | 57,4 | 67 |
Diğer Memleket | 32,6 | 31,6 | 40,5 |
Yekün | 578,8 | 688,6 | 832 |
İlgili raporda Muhip Özyiğit, Zeytinyağı Ticaretinde alınması gerekli tedbirleri ifade ederken 29 Nisan 1341 tarihli Kalas şehbenderinin raporundan Ayvalık’ın 5-6 milyon kilo zeytinyağını Osmanlı Döneminde ihraç ettiğinin görüldüğünü belirterek yağın kalitesinin değişmediğini ifade etmiştir. Yağın kalitesi değişmediği için uygulanacak politikalarla Cumhuriyet Döneminde de bu doğrultuda satış politikalarının geliştirilebileceğini vurgulamıştır.
Zeytin Dergisinin Mart 1962 tarihli 8. sayısından görseller
Muhip Özyiğit, belediye başkanlığının ardından 1934 senesinde İktisat Vekili Celal Bayar’ın tavsiyesi ile Beş Yıllık Sanayi Planının hazırlıklarında yer almıştır. 1937 senesinde Tariş’te Müdür Yardımcısı olarak görev almıştır. 1939 senesinde Tariş’e Genel Müdür olarak atanmıştır. 1943 yılına kadar görevini sürdürmüştür. Tariş kuruluş aşamasında üzüm ve incir alanında çalışırken Genel Müdürlüğü sırasında Zeytin, Zeytinyağı ve Pamuk ürünleri de Tariş’in çalışma kapsamına girmiştir. 1950 yılında, Madrid’de yapılan Uluslararası Zeytinciler Konseyi’nin toplantısına katılmıştır. 1956 senesinde Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsiller Cemiyeti’ni kurulmasını sağlamıştır. Kuruluşundan itibaren 1976 yılına kadar çeşitli dönemlerde Cemiyete başkanlık etmiştir. 1960 senesinde çıkarılan ‘Zeytin Dergisi’ Zeytinlik yetiştirilmesi, zeytin bakımı, istihsali, imalatı, ticareti konularında gerekli bilgi paylaşımını gerçekleştirmek amacıyla kendi Zirai yayınını yayınlanmıştır. Amaç Ayvalık’ta kurulan bu cemiyetin araştırmalarını ve kazanımlarını Türkiye’deki zeytincilik ile uğraşan diğer bölgelerdeki üreticilere ulaştırmaktır. Kendi kurdukları cemiyet gibi farklı bölgelerde cemiyetler kurulmasına ön ayak olarak Türkiye Zeytinyağı Müstahsiller Federasyonunun hayata geçirilmesini hedeflemişlerdir. Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsiller Cemiyeti o dönemde hükümetin zeytin ve zeytinyağı ile ilgili geliştireceği politikalara araştırmalarıyla katkı sağlamıştır.
Tablo 2. Dörder senelik üretim istatistikleri
Devre Averages |
Ağaç vasatisi 1000 trees |
Dane vasatisi Total Crop Averages (Ton) |
Yağa verilen dane vasatisi Crushed Olive (Ton) |
Yağ Vasatisi Oil (Ton) |
Ağaç başına dane Kg. Olive Kg./ Trees |
Yağ randımanı % of oil |
1923-1942 | 29 428 | 317 295 | 282 700 | 59 453 | 10,785 | 21,03 |
1943-1946 | 28 332 | 144 547 | 125 770 | 24 415 | 5,101 | 19,41 |
1947-1950 | 28 251 | 247 871 | 251 572 | 45 742 | 8,733 | 18,18 |
1951-1954 | 38 816 | 351 693 | 304 087 | 58 101 | 9,060 | 19,10 |
1955-1958 | 47 464 | 361 855 | 324 090 | 65 902 | 7,623 | 20,33 |
Üç ayda bir çıkan Zeytin Meslek Dergisi’nin 1960 Aralık sayısında Özyiğit (1960) tarafından kaleme aldığı bir memleketin zeytin ve zeytinyağı istatistikleri üzerine bir yazısında 1923-1958’e kadar 5’er yıllık hasat istatistiklerini Tablo 2.’de belirtildiği üzere vermiştir. Özyiğit (1960)’in raporlarında ve yazılarında yıllık istatistikler titizlikle incelenip tutarlı olup olmadıkları vurgulanmaktadır. Doğru zeytincilik politikalarının geliştirilmesi için istatistiklerin tayini için gerekli önlemlerin alınması için yetkililere çağrı yaptığı görülmektedir. Örneğin, 1951-1954 ve 1955-1958 yılları için ağaç sayısında artışın yerinde olduğu ancak ağaçların ne kadarının meyve veren ne kadarının meyve vermeyen ağaç olduğu belirtilmeden verildiği için elde edilen yağ üretim tahminin de hata olduğunu vurgulamıştır. Böylelikle yetkililere bu istatistiklerin daha doğru bildirilmesi için bu doğrultuda öneri getirmiştir. 1957 yılının Türkiye Zeytin Haritası Tablo 3. yardımıyla özetlenmek istenirse Türkiye’nin 28 ilinde zeytin yetiştiği gözlenebiliyor. I. Grupta yer alan İzmir, Aydın, Muğla ve Balıkesir illerinin her birinde 7.5 milyondan fazla zeytin ağacına rastlandığı görülmektedir. Bu dört il 1957 senesinde %65 zeytin üretimini karşılamaktadır. 1957 senesine ilişkin verilerin ışığında ağaç miktarının %65’inin Ege Bölgesi’nde, %13,5’unun Marmara Bölgesi’nde, %13,5’unun Akdeniz Bölgesi’nde ve %5’inin Güneydoğu Bölgesi’nde bulunduğu görülmektedir.
Tablo 3. Vilayetler ve bölgelere göre zeytinyağı üretim istatistikleri
Vilayetler Provinces (Country) |
Ağaç adedi (1000) N of Trees |
Dane zeytin (Ton) Olive Crop |
Yağ (Ton) Oil Crop |
Grup | |||
1950 | 1957 | 1950 | 1957 | 1950 | 1957 | ||
İzmir | 4 139 | 7 875 | 43 017 | 21 883 | 9 565 | 4 400 |
I |
Aydın | 5 738 | 7 678 | 40 256 | 15 411 | 7 476 | 2 017 | |
Balıkesir | 5 738 | 7 671 | 62 000 | 42 500 | 5 269 | 5 627 | |
Muğla | 6 145 | 7 671 | 29 012 | 28 957 | 12 180 | 7 642 | |
Bursa | 3 278 | 3 918 | 32 905 | 12 352 | 4 967 | 2 282 | II |
Gaziantep | 1 275 | 3 709 | 16 140 | 39 165 | 4 862 | 9 700 | |
Hatay | 1 026 | 2 623 | 2304 | 28 000 | 475 | 5 489 | |
Çanakkale | 1 020 | 2 429 | 19 419 | 5 590 | 3 952 | 1 101 | |
Manisa | 789 | 1 433 | 10 886 | 8 200 | 1 695 | 1 338 | |
İçel | 479 | 747 | 1 512 | 9 370 | 265 | 1 781 | III |
Antalya | 238 | 509 | 1 690 | 3 171 | 289 | 424 | |
Kocaeli | 268 | 397 | 2 159 | 767 | 280 | 98 | |
Mardin | 128 | 223 | 115 | 3 | 140 | – | |
İstanbul | 181 | 198 | 816 | 4192 | 115 | 515 | |
Maraş | 123 | 189 | 300 | 2000 | 54 | 485 | |
Urfa | 50 | 105 | 850 | 302 | 116 | 13 | |
Trabzon | 48 | 68 | 50 | 1825 | 2 | 2 | |
Adana | 62 | 57 | 530 | 579 | 63 | 29 | |
Artvin | 32 | 56 | 110 | 208 | 16 | 7 | |
Tekirdağ | 13 | 30 | 76 | 1503 | 14 | 271 | |
Burdur | 16 | 19 | 113 | 124 | 8 | 7 | |
Kastamonu | 5 | 8 | 36 | 10 | 7 | – | |
Sinop | 7 | 7 | 22 | 10 | 1 | – | |
Denizli | 1 | 5 | 16 | 53 | – | 2 | |
Bilecik | 1 | 5 | 16 | 53 | – | 2 | |
Ordu | 1 | 3 | 16 | 53 | – | 2 | |
Isparta | 1 | 3 | 4 | 12 | – | 1 | |
Siirt | 1 | 1 | 6 | 13 | 1 | – |
Özyiğit (1960), 1954-1957 senelerinin arasındaki ortalama üretim miktarlarına ilişkin veriler Tablo 4.’te yer almaktadır. Tablo 4. incelendiğinde İzmir, Aydın, Muğla ve Balıkesir’i karşılaştırarak 13 722 ton ile Muğla İlinin en çok ağaca sahip iken en mahsulün Muğla İlinden elde edildiğini belirtmektedir. Çalışmada, Körfez Bölgesi’nin rasyonel çalışma yaparak diğer illerden daha az zeytin ağacına sahip olmasına rağmen daha fazla mahsul aldığı vurgulanmıştır. Muğla İlinde 7600 000 ağaç olmasına rağmen 7400 ton yağ alınmasının üzerinde durulmuştur. Ülkenin illere göre zeytinyağı üretiminin dağılımı incelenerek üretimin %27,7’sinin Balıkesir, %17,25’inin İzmir, %15,10’unun Aydın ve %11,54’ünün Muğla olmak üzere ülke üretiminin %65,26’sının bu illerden sağlandığı tespit edilmiştir. Bir ağacın ortalama verdiği ortalama zeytin miktarının artması için çalışmalar yapılması önerilmiştir. Ülkede bulunan ve ehlileştirmelerle zeytinyağı üretiminin 150000-200000 ton arasında olabileceği ancak gerekli bakım şartlarının sağlanmamasından dolayı üretim kaybı olduğu önemle vurgulanmıştır.
Tablo 4. 1954-1957 senelerinin arasındaki ortalama üretim miktarı
Vilayet Province |
1957 senesindeki ağaç adedi 1000 olarak n of trees |
Ağaç adedi 1000 n. of trees |
Dane Ton olives |
Beher ağacın verdiği dane Kg. yield trees |
Yağ Oil Ton |
Yağ Randımanı % oil |
Muğla | 7 671 | 7 574 | 42 858 | 5 660 | 7 409 | 18.2 |
Aydın | 7 678 | 7 375 | 58 629 | 8 000 | 9 698 | 18 |
İzmir | 7 875 | 7 277 | 62 147 | 8 540 | 11 078 | 18.4 |
Balıkesir | 7 671 | 7 150 | 72 287 | 10 110 | 13 722 | 21.2 |
%65 | 30 895 | 29 376 | 235 921 | 8 080 | 41 907 | |
Bursa | 3 918 | 3 666 | 33 050 | 9 000 | 3 287 | 21.1 |
Gaziantep | 3 709 | 3 658 | 25 088 | 7 000 | 6 322 | 25.5 |
Hatay | 2 623 | 2 357 | 17 784 | 7 550 | 2 885 | 16 |
Çanakkale | 2 429 | 2 220 | 19 404 | 8 800 | 3 620 | 19.2 |
Manisa | 1 433 | 1417 | 20 220 | 14 280 | 3 028 | 19.1 |
Y.%30 | 14 112 | 13 318 | 115 546 | |||
U. Y. %94.5 | 45 007 | 42 694 | 351 467 | 8 230 | 61 019 | 19.5 |
Uluslararası Zeytinyağı Konseyi yazışmaları da o dönemde Muhip Özyiğit aracılığı ile Cemiyet tarafından gerçekleştiriliyor. Günümüzde zeytin ve zeytinyağı rekolte çalışmaları ve Uluslararası Zeytin Konseyi ile yazışmalar, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi tarafından gerçekleştirilmektedir. 2010 senesinde kurulan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin Ayvalık temsilcisi Ayvalık Ticaret Odası adına 2010-2022 yılları arasında Ahmet Selim Kantarcı’dır. Ahmet Selim Kantarcı rekolte tahmin çalışmalarında da görev almıştır. 2022 senesinde Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin Ayvalık temsilcisi Hüseyin Bozkurt olmuştur. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin 2022-2023 sezonuna ilişkin 421 bin ton yağ, 735 bin ton sofralık zeytin rekoltesi beklenmektedir (https://www.haberturk.com/balikesir-haberleri/29335314-ulusal-zeytin-ve-zeytinyagi-konseyi-baskani-tandan-2022-2023-rekolte-tahmini-aciklamasi). Ayvalık 2022 senesi meyve veren 1 837 000 ve meyve vermeyen 130 000 ağaç bulunmaktadır. Tahmin edilen zeytinyağı ton 6172 ton olarak tespit edilmiştir (Bozkurt, Röportaj).
Ayvalık Müstahsili ve Zeytincilikte Rasyonalizasyon
Muhip Özyiğit yapmış olduğu zeytin ve zeytinyağı çalışmalarında yalnız değildir. Yayınlarına zeytincilik alanında yerli ve yabancı pek çok uzman destek vermiştir. Muhip Özyiğit’in yanında Özkul Akın, Cem Madra, Faruk Kantarcı, gibi isimler yer almaktadır (Gürayman, Röportaj). 1957-1972 seneleri arasında Ayvalık Ticaret Odası Başkanlığı yapan Faruk Kantarcı da Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin hakem ve arabuculuk heyetinde üye olarak yer almıştır. Bu zaman zarfında o zamanki ismiyle Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin toplantısının Ayvalık’ta gerçekleştirilmesini sağlamıştır (Röportaj, Ahmet Selim Kantarcı). Muhip Özyiğit’in çalışmalarına destek veren rasyonel çalışmalar yapan genç bir ekip vardır. Özkul Akın da Muhip Özyiğit’e destek veren önemli bir zeytin sevdalısıdır. Özkul Akın 1925 yılında Ayvalık’ta doğmuştur. Ortaokul ve Lise Eğitimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi’nde İktisat Bölümün’de Lisans ve Yüksek Lisans dereceleri vardır (Röportaj, Şermin Akın). 1960 yılının Aralık ayında yayınlanan derginin 3. sayısında Özkul Akın, Ayvalık’taki tipik bir zeytinyağı fabrikasının çalışma tarzını ve iş akımında rasyonalizasyon imkanları detaylıca açıklamıştır.
Akın, giriş bölümünde ‘Ayvalık zeytinyağının uzun senelerden beri haklı olarak kazanmış olduğu şöhretin sebebi, Körfez iklimi ve tabiat şartlarının zeytinciliğe müsait olması kadar Ayvalık’taki zeytin müstahsilinin dikkatli bakımı ve iyi yağ istihsal etmekteki titiz gayretidir. Bunun neticesinde Ayvalık’taki zeytinyağı tersanelerinin büyük ekseriyeti, otuz kırk seneden beri, jüt torbalara konan zeytin hamurunun hidrolik preslerde sıkılarak yağ istihsali sistemiyle çalışan fabrikalardır. Bu sistem ile yağ istihsali, günümüzde de ileri zeytinci memleketlerde en yaygın ve makbul bir usul olmakta devam etmekte ve yapılan tekamül daha ziyade, bu sistemin içinde ve onun kısımlarında olmaktadır.
Son senelerde, yurdumuzun diğer zeytincilik bölgelerinde hidrolik presli yağ tasirhaneleri sayısı artmıştır. Ancak aynı sistem ile olsa dahi, muhtelif zeytin bölgelerinde, istihsal vetiresinin değişik bölümlerinde, adetlere ve tecrübelere göre değişik usullerde iş görülmektedir. Acaba bu usuller iş görülmektedir. Acaba bu usuller, mevcut şartlara göre en ekonomik ve doğru olan mıdır? Mevcut sistem ve kurulu düzen içinde istihsali daha rasyonel hale getirmek imkanları nelerdir? Biz bu yazımızda bu iki sualin cevabını araştırmak istiyoruz?’ cümlelerini dile getirmiştir. Dergiye bu yazıyı hazırlamadaki amaçlarının Ayvalık’ta zeytinyağı fabrikacılığının otuz beş senelik mazisinin olduğunu ve bu doğrultuda kazanımlarını diğer bölgelerin üreticileri ile paylaşmak istediklerini belirtmiştir. Öyle ki ilgili makalenin içerisinde Ayvalık’ta iyi çalışan bir fabrikada üretim süreci Tablo 5.’te olduğu gibi özetlenmiştir.
Tablo 5. Ayvalık’ta iyi çalışan bir fabrikada üretim süreci
Saat | Bir evvelki baskının bitmesi ve torbaların silkilmek üzere baskıdan indirilmesini müteakip. |
13.50 | Usta yan tarafında hazır bulunan torbaları baskıya istife başladı. Aynı anda torba silkici bir evvelki baskının arka tarafa atılmış olan torbalarını silkmeye başladı. Gavatacı hamuru taşımaya, torba bağlayıcı torbalara hamur koyup bunları yanda yerdeki tekneye istife, yan baskıcı da hamur teknesinde istifteki torbaları alarak sete ustanın yanına atmaya başladılar. |
13.55 | Yan baskıcı durdu. |
13.56 | Baskı doldu, baskı pompalarını idare eden meydancı tulumbaları çalıştırmaya yani baskı sıkmaya başladı. Usta kontrol ediyor, gavatacı hamur taşımaya, torba bağlayıcı işine devam ediyor. |
13.57 | Meydancı baskıyı indiriyor. Torba silkici yedi boş torba getirdi. |
13.58 | Usta baskıyı altı torba daha koydu ve baskı tek tulumbayla tekrar sıkmaya başladı. |
14.00 | Baskı ustası torbaların baskıda muntazam olması için yaptığı müdahaleyi ve kontrolü bitirerek durdu. |
14.02 | Torba silkici omuzuna aldığı sekiz on boş torbayı güçlükle torba bağlayacının yanına getirdi. |
14.06 | Torba silkici bir miktar boş torba getirdi. |
14.09 | Torba silkici bir miktar boş torba getirdi. |
14.12 | Baskı 200/Kg. sm3 tazyikle kuru sıkma işini bitirdi. Meydancı tarafından baskı indirildi. Usta önden iterek, yan baskıcı arkadan çekerek torbaları baskıdan indirdiler. |
14.12 | Torba silkici son torbaları silkme işini bitirdi boştorbaları taşıyor. |
14.13 | Usta ve yan baskıcı su vererek baskıya torba istifi işine başladılar. |
14.14 | Torba silkici durdu. |
14.16 | Torba bağlayıcı durdu. Gavatacı torba teknesindeki yağları boşaltmaya başladı. |
14.17 | Usta ve yan baskıcı su vererek baskıya torba istifi işini bitirdiler durdular ve baskı sıkmaya başladı. |
14.18 | Gavatacı durdu. |
14.23 | Çift tulumbayla 150/Kg.sm2 tazyikle sıkma işini bitiren baskı indi, usta ve yan baskıcı torbaları baskıdan indirdiler. |
14.24 | Usta ve yan baskıcı ikinci defa su vererek torbaları baskıya istif ediyorlar (baskının arka yanlarına indirilmiş torbaları yan baskıcı birer birer alıp baskıya koyuyor usta da önde bunların içine hortumla su veriyor.) |
14.28 | Baskıya istifi bitirdiler baskı sıkmaya başladı. Yan baskıcı durdu. Usta kontrol ediyor. |
14.30 | Usta durdu. |
14.31 | Yan baskıcı yerdeki torbaları teknede istiflenmiş torbaları gelecek baskı için sete atmaya başladı. |
14.34 | Yerde istifteki torbaların üçte birini sete aktaran yan baskıcı durdu. |
14.35 | Yan baskıcı baskıda sıkılmakta olan torbaların iki yanına ve önüne hotrumla su sıktı ve durdu. |
14.36 | Çift tulumbayla 200/Kg.sm2 tazyikle sıkan baskı indi, usta yan baskıcı ile beraber torbaları baskıdan indirip torba silkicinin önüne atmaya başladılar. |
14.37 | Baskılara yeni torba konmaya, torba silkilmeye, hamur taşınmaya, torba bağlanmaya başladı. (DİYAGRAM No. I) |
Not: Bu fabrikada baskıların inip kalkma işini idare eden müstakil bir işçi (meydancı) bulunmaktadır. İkiden fazla baskısı olan fabrikada normal olarak bir meydancı bulunur.
Sonuç
Osmanlı Döneminde, Ayvalık’taki zeytin ve zeytinyağı endüstrisi sanayi devrimi ile yabancı yatırımcıların varlığı ile tanışmıştır. 1924’ten sonra yabancı dile hakim, yüksek eğitimli mübadil ailelerin yatırımlarının rasyonel bilimsel çalışmalarla desteklenmesiyle daha da gelişmiştir. Osmanlı Rumundan kalan fabrikalar ve mübadil olarak Ayvalık’a gelen ailelerin kurduğu fabrikalarla Ayvalık Zeytinciliği bir asır kazanmıştır. Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsiller Cemiyeti’nin faaliyetleri ile birlikte ülke genelini rasyonel çalışmalar ile bilinçlendirmek ve bilgiyi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan en önemlisi Zeytin Meslek Dergisinin yayınlanmasıdır. Ayrıca Tariş bünyesine zeytin ve zeytinyağı faaliyetlerinin eklenmesi Ayvalık Zeytin Müstahsillerinden Muhip Özyiğit’in genel müdür olduğu zamanda gerçekleştirilmiştir. Geçmiş dönem Uluslararası Zeytinyağı Konseyi yazışmaları Muhip Özyiğit ve Faruk Kantarcı tarafından yürütülmüştür. Ayvalık Ticaret Odası’nın faaliyetleri içerisinde yer alan ‘Ayvalık Zeytinyağı’ coğrafi işaretinin tescil süreci ve bu süreçte kurmuş olduğu Türkiye’nin ilk TÜRKAK tarafından akredite duyusal tadım laboratuvarı diğer bölgelere örnek olmak açısından öncü bir rol üstlenmiştir.
KAYNAKÇA
Özyiğit, M. (1960) Zeytin, Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsilleri Cemiyeti Zirai Yayınları, Aralık, Sayı:3, İstanbul, 5-12.
Akın, Ö. (1960) Zeytin, Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Müstahsilleri Cemiyeti Zirai Yayınları,
Aralık, Sayı:3, İstanbul, 18-25.
Yorulmaz, A. (2004) Ayvalık’ı Gezerken, Dünya Kitapları.
Gürayman, B. Ö. (2013) Bir Vatandaşın Zeytin Mücadelesi ‘Muhip Özyiğit’in Mektupları’, Print Center, İstanbul.
Gürayman, B. Ö. (2013) Röportaj.
Kantarcı, A. S. (2022) Röportaj.
Atlığ, Ş. (2022) Röportaj.
Bozkurt, H. (2022) Röportaj.