Zeytin Tarihi

Zeytin Kelimesinin Kökeni

“Zeytin, sözcük olarak yazılı metinlerde ilk kez İÖ. 3000’lerde karşımıza çıkar. Bu yazılı belgelerden bahsedecek olursak, bugünkü ‘zeytin’ kelimesinin ilk haline Akadca’da rastlamaktayız. ‘Zeyirtum’, bugün kullandığımız telaffuza çok yakındır. Akadca, Arapça ve İbranice’nin atası sayılır. ‘Zeyirtum’ kelimesi zamanla ‘zertum’ haline gelir. Bu kelime, İbraniceye ‘zeta’ ya da ‘zay’, Yunancaya ise ‘zeta’ olarak girer. Araplar ‘zaytun’, Hititler ise ‘zertum’ demeyi seçmiştir. Orta Anadolu’da zeytin yetişmediği için, Hititlerin yerleşik olduğu bu bölgeye başka coğrafyalardan zeytinyağı ithal ettiği kesindir ki mamulün ismini olduğu gibi almışlardır.

Eski Mısır’daki adı, beq ideogramı ile gösterilir. Mısır’daki zeytin hasadını tasvir eden resimlerde ve hiyerogliflerde ‘beq netchem’ (tatlı zeytinyağı) ve ‘beq taşher’(kırmızı zeytinyağı) şeklinde iki kavrama rastlanır. ‘Kırmızı zeytinyağı’ terimi, olasılıkla zeytin sıkımından sonra geriye kalan karasu için kullanılmıştır. Sümercesi ‘i-giş’, Akadcası ‘ellu’ ya da ‘elle’dir. Yunancanın eski formu olan Lineer-B yazısına göre gelişen ‘ellu’ ve ‘elle’den türeyen ‘elaiwa’ ya da ‘elaiwon’, ilerleyen zamanlarda Lineer-A Yunancası’nda ‘elaia’ya dönüşür ki kelimenin bu hali, daha yakın zamanlarda pek çok dile ‘olea’, ‘olive’, ‘oil’ (yağ) benzeri biçimlerde girmiştir.”[1]

[1] Uhri A., “İonia’da Zeytin ve Uygarlık”, Arkeoloji, Mitoloji ve İnsan Doğası, ed. Sarp Keskiner (Ankara: 2019).

Zeytin Bitkisi (Olea Oleaster)

“Günümüzde meyvelerinin çoğunluğunu yağa, bir miktarını da salamura yeşil ve siyah zeytine işleyerek değerlendirdiğimiz kültüre alınmış zeytin ağacı, botanik sistematiği içinde; Oleaeceae (Zeytingiller)familyasının Olea cinsinin “Olea europeae Linne” türünün “Olea europeae sativa Arcangeli” alt türünü oluşturmaktadır. Ancak Olea cinsinin tropik ve subtropik iklim koşullarında yetişen 20 kadar değişik türü saptanmıştır. Tipik bir Akdeniz bitkisi olarak tanınan zeytin ağacının kültüre alınmamış alt türü ise, “Olea europeae oleaster Negodi” olarak bilinmektedir.

Kültüre alınmış ve alınmamış alt türler arasında bir fark olmadığından, Olea europeae türü olarak bilinen zeytin ağacının Dünya üzerindeki doğal yayılışı, 30 – 45 enlem dereceleri arasındadır. Bu türler, kışları yumuşak ve yağışlı, yazları kurak, bahar aylarında ise kısmen serin ve yağışlı olan iklim kuşaklarının hâkim olduğu bölgelerde yetişirler.

Bunlara ek olarak zeytin ağacının iklim istekleri arasında yıllık ortalama sıcaklığın 16 – 21 °C ve yıllık toplam yağış miktarının 500 – 1200 mm arasında değişmesi, güneşlenme süresinin en az 5000 saat olması yanında, yeteri kadar bir soğuklama süresi geçirmesi gerektiği de bilinmektedir. Denizel ikliminin hâkim olduğu yörelerde denizden fazla uzaklaşmamak kaydıyla yüksekliği 400 metreyi aşmayan bölgeler zeytin bitkisi için elverişlidir. Bahar aylarında sıcaklığın -7 °C’ye kadar düşmesi ve yaz aylarında 40 °C’ye kadar yükselmesi bu türler için önemli bir sakınca oluşturmaktadır. Buna koşut olarak da, Akdeniz’in güneyinde yer alan Kuzey Afrika ülkelerinde, yıllık yağış toplamının 150 mm’nin altına düşmesi ve yaz aylarında sıcaklığın 40 °C’nin üzerine yükseldiği koşullarda, zeytin tarımında ciddi sıkıntılar yaşanmıştır.”[2]

[2] “Zeytin Hakkında”, Balıkesir Üniversitesi/ Edremit Zeytincilik Enstitüsü, http://www.balikesir.edu.tr/site/icerik/edremit-zeytincilik-enstitusu-1738  (Erişim Tarihi: 22.04.2022)

Tüm Sorularınız, Görüşleriniz ve Önerileriniz İçin Bize Ulaşın.