Jeolojik Süreç
Yer şekilleri jeolojik zamanlar içinde değişime uğramakta, bu değişimlerin meydana gelmesinde rol oynayan etken ve süreçler insan yaşamını etkilemektedir. Bu nedenle insanoğlu, yer şekilleri ile bunların gelişiminde rol oynayan faktörleri tanımak ve yaşamını bu etkenlere göre uyumlu hale getirmek zorundadır. Meydana gelebilecek her türlü doğal afet ile bu afetlerin zararlarının öncelikli olarak önlenebilmesi veya en aza indirgenmesi, mekândan en uygun şekilde yararlanma ve sürdürülebilir doğal kaynak kullanımı için önemlidir (Cürebal vd. 2012).
Ayvalık, Balıkesir ilinin Ege Bölgesi’nde kalan kısmında yer almaktadır. Zeytin ağaçları bakımından oldukça zengin olan ilçe, Ege Denizi kıyısında olup irili ufaklı birçok adası bulunmaktadır. Adalarda kıyı şeklinin içe dönük görüntüsü birleşince bölge bir iç deniz gibi algılanmakta ve bu durum Ayvalık’ı korunaklı bir koy haline getirmektedir. Bu irili ufaklı adaların farklı jeolojik zamanlarda tektonik hareketler sayesinde oluştuğu söylenebilir.
Ayvalık ve çevresine ait jeoloji haritası.
Genel Jeolojik Yapı
Ayvalık’ın genel jeolojik yapısı daha detaylı incelendiğinde, yaşlıdan genç birime doğru sırasıyla, Kınık formasyonu, Yuntdağ volkanitleri, Ballıca formasyonu, Soma formasyonu, Rahmanlar formasyonu ve güncel tortullar dediğimiz alüvyonel yapıdan oluşmaktadır. Aşağıda Ayvalık ve çevresine ait genelleştirilmiş statigrafik kolon kesiti sunulmuştur (Özmürüt, 2008).
Ayvalık ve çevresine ait genelleştirilmiş statigrafik kolon kesiti (Özmürüt, 2008).
Yukarıda bahsi geçen formasyonlar jeolojik yaş ve içerikleri açısından aşağıdaki şekilde ayrıntılı olarak detaylandırılabilir;
Kınık Formasyonu:
“Bölgede en yaşlı kaya grubunu oluşturan formasyondur, yaklaşık olarak K-G yönünde uzanım gösterir. Kınık formasyonu, metamorfizmaya uğramış, fliş benzeri bir istiftir. İlksel halini kısmen korumuş metakonglomera, metakumtaşı, metaçamurtaşı, kumlu kireçtaşı, kumtaşı ile volkarenit, aglomera ve metavolkanitten oluşmaktadır. Bu birimlerde baskın olarak metaçamurtaşı, metakumtaşı ve metavolkanitler gözlenmektedir. Metakumtaşları beyaz ve açık renklidir. Metamorfizmaya karşın kuvarsitik bileşimli oldukları anlaşılmaktadır. Metaçamurtaşları sarı, boz, kahverengi ve gri renkli, ince-orta tabakalanmalı ve kıvrımlıdır. Orta-yüksek derecede bozunmuş olmaları nedeniyle düşük dayanım direncine sahiptir. Alterasyon ve bozunma yüzeylerinde hematit ve limonit yüzey boyamaları sunmakta olup Ballıca formasyonu ile faylı dokanak sunmaktadır. Kınık formasyonu ileri derecede makaslanmış olup arazide makaslama süreksizlikları açıkça görülebilmektedir. Yeşilşist fasiyesinin klorit zonunda metamorfizmaya uğramıştır. Ancak birimin en üst kesimlerinde metamorfizma derecesi giderek azalmakta ve istifin en üst kesimlerinde metamorfizma etkileri kaybolmaktadır” (Akyürek, 1989; Akgün, 2007; Özmürüt, 2008).)
Yuntdağ Volkanitleri
“Yuntdağ volkanitleri Soma formasyonunun altında, üstünde bazen de lav akıntıları ve tüfit düzeyleri halinde izlenir. Yuntdağ volkanitlerine ait çakıllara Ballıca formasyonunda rastlanır. Ballıca formasyonunun çökeliminden önce başlayan ve Soma formasyonunun çökelimi süresince değişik evrelerde devam eden Yuntdağ volkanitleri, bölgede Miyosen’den önce başlayan ve Üst Miyosen-Pliyosen’e kadar devam eden, değişik evrelerde gelişmiş volkanizmanın ürünleridir (Akyürek, 1989; Akgün, 2007). Yuntdağ volkanitleri beş evrede etkinliklerini sürdürmüşlerdir. Ayvalık ve civarında andezit ve tüf, Alibey adasında koyu renkli bazalt görünümünde trakiandezit, Ayvalık İlçesi “Şeytan Sofrası” mevkiinde ignimbritler (yöredeki adıyla Sarımsak Taşı), Madra çayı ile Salihler köyü arasında aglomeralar yüzlek vermişlerdir. Yuntdağ Volkanitlerini örten, bazende bu birimle girik olarak bulunan Soma Formasyonu Üst MiyosenPliyosen yaşındadır. En üste ise Kuvaterner yaşlı alüvyon bulunur. Nikita Deresi’nin getirdiği malzemeden oluşan Ayvalık İlçesi’nin doğusundaki Ayvalık Ova’sındaki alüvyon killi, kumlu, çakıllı olup, çakıl oranı daha fazladır. Ayvalık ovasında alüvyon kalınlığı 29 m’dir. “(Yıldızer, 1992; Özmürüt, 2008).
Andezit:
“Andezitler genellikle grimsi bordo, gri ve sarımsı gri renklerde görülmektedir. Bozunma yüzeylerinde sarımsı kahve ve yüzeysel alterasyon sonucu gelişen demiroksit boyamalarından dolayı kırmızımsı kahve ve sarımsı kahve renklerde de görülmektedir. İlksel akıntı izlerinin yer yer korunduğu andezitler porfiritik dokulu, kloritleşmiş, killeşmiş ve karbonatlaşmış plajiyoklas mikrolitleri, piroksen ve opak minerallerden oluşan hamur içerisinde plajiyoklas fenokristalleri (andezin), biyotit ve opak mineraller içermektedir “(Akyürek ve Soysal, 1981; Akgün, 2007; Özmürüt, 2008).
Badavut Mevkiinde daha önce işletilen fakat şu anda kapatılmış olan ocakta gözlenen Sarımsak Taşı olarak bilinen andezitler.
Bazalt
“ İlçemizin kuzey doğusunda sütunsal debili ve koyu siyah renkleri ile karakterize edilip, Madra vadisinin kuzey kısımlarında yüzeylenen bazaltlar daha çok akma düzlemlerine sahip ve koyu gri renkte ve masif yapılıdır. Andezitlerde olduğu gibi bazaltlarda da fiziksel bozunma süreci yoğun olup iyi gelişmiş küresel bozunma şekillerine sıkça rastlanmaktadır “(Akgün, 2007, Özmürüt, 2008).
Tüf
“Tüfler çoğunlukla Ayvalık ve Alibey Adası çevresinde yüzeyleme vermektedir. Sarımsı kahve, sarı ve beyaz renkli olup, bölgedeki mineralizasyona bağlı olarak hidrotermal sıvıların etkisiyle gelişen yoğun hidrotermal alterayon etkisi altındadır” (Akgün, 2007,Özmürüt, 2008).
Silisleşmiş Tüf
Silisleşmiş tüfler sarımsı kahve, sarı ve sarımsı beyaz başta olmak üzere çok değişik renklerde izlenmektedir. Kırılma yüzeyleri midye kabuğu kırınımı vermekte olup, saydam ve parlak görünümlüdür. Silisleşmeden dolayı yüksek dayanıma sahip olup yüzeysel alterasyon izlerine hematit ve limonit yüzey boyamaları şeklinde görülmektedir. İnceleme alanında Ayvalık İlçesi’nin batısında örneklerine rastlanmaktadır (Akgün, 2007; Özmürüt, 2008).
Ballıca Formasyonu
“Ballıca formasyonu kötü boylanmış, az yuvarlaklaşmış, yer yer köşeli, çeşitli türden çakıllar içeren konglomera ve kumtaşından oluşan akarsu çökelleri niteliğindedir. Birimin tabakalanması genellikle belirsiz olup, yer yer orta-kalın tabakalanmalıdır. Birim orta-düşük dayanımlı olup, silisli çakılların olduğu yerlerde yüksek dayanımlıdır. Konglomeraların çakıllarını daha yaşlı kaya türlerinden metakumtaşı, kireçtaşı, andezit ve granodiyorit oluşturur. Konglomeranın çimentosu kil veya karbonattır (Akyürek ve Soysal, 1981; Akgün, 2007; Özmürüt, 2008).
Ballıca formasyonu, değişik yaşta kaya türleri üzerine uyumsuz olarak gelir. Birim üstte Soma Formasyonuyla geçişlidir. Geçiş tabakaları ince daneli kumtaşı, silttaşı ve tüfittir. Konglomera ve kumtaşlarında bol volkanit danelerin oluşu ve arada tüfit düzeylerinin varlığı Yuntdağ volkanitlerini oluşturan volkanizmanın Ballıca Formasyonunun çökeliminden önce başlayıp, çökelim anında da değişik evreler şeklinde devam ettiğini gösterir “ (Akyürek, 1989; Akgün, 2007; Özmürüt, 2008).
Soma Formasyonu
Soma formasyonu, killi kireçtaşı, marn, silttaşı, tüfit, kumtaşı, ardalanması veya bu kaya türlerinin bir veya birkaçının baskın olduğu kaya türlerinden oluşur.Beyaz, sarı, boz, gri renkli ve ince-orta-kalın tabakalanmalıdır. Yatay ve yataya yakın tabakalanmalı olan birim sıkışma nedeniyle yer yer yatık, hatta devrik kıvrımlı yapı gösterir. Killi ve karbonatlı düzeyleri bazen laminalıdır. Bölgede Soma Formasyonu içinde kömür ve bitümlü şeyl düzeyleri vardır. Orta-düşük dayanıma sahiptir. Soma formasyonu Ballıca formasyonu ile geçişli, Rahmanlar agloreması ile girik olup formasyonun yaşı Üst Miyosen Pliyosen’dir (Akyürek, 1989; Akgün, 2007; Özmürüt, 2008)
Rahmanlar Aglomerası
“Rahmanlar aglomerası yuvarlak ve yarı köşeli andezit çakıllarının tüf ile tutturulmasından oluşur. Aglomeralar arasında ince tüfit ve silttaşı düzeyleri sıkça izlenir. Rahmanlar aglomerası, bölgede Yuntdağ volkanitleri ve Soma formasyonu ile girik olduğundan, Üst Miyosen-Pliyosen yaşta kabul edilmiştir” (Akgün, 2007).
Alüvyon
Alüyyon, genel olarak derelerin getirdiği malzemeden zaman içinde birikimiyle oluşur. Örneğin Nikita deresinin taşıdığı Ayvalık Ovası’nda, daha çok kum, silt ve kil bileşenlerinden oluşan alüvyon ve ayrıca andezit, dasit, riyolit, granodiyorit çakıllı malzemeler gözlenmektedir. Kil oranının fazla olduğu Ayvalık Ovası’nda alüvyonun kalınlığı ortalama 15-30 m arasında olup tarım arazileri için verimli toprak alanları ve yeraltı suyu açısından akifer niteliği taşımaktadır (D.S.İ., 1990; Özmürüt, 2008).